14. Bölüm - Medya Okuryazarlığını Arttırmada Kendimize ve Diğerlerine Yardım Etmek
Diğer kişilere ve toplumlara medya okuryazarlığı stratejilerini güçlendirmek amacıyla yardımcı olabiliriz. Fakat öncelikle kendi medya okuryazarlığı seviyemizi arttırmamız gereklidir.
Teşekkür
Öncelikle, medya okuryazarlığı dersine katılımınız ve bu dersi önemsediğiniz için teşekkür ediyorum. Şimdiye kadar medya endüstrilerini, izleyicileri, medya mesajlarını ve bu kavramların hem kendimiz üzerinde hem de toplumda oluşturduğu etkileri konularında bilgi sahibi olduk. Son dersimizde, kendinize şöyle bir soru sormasını istiyorum. Bu öğrendiklerimi nasıl koruyabilir ve geliştirebilirim? Başkalarının da bu konularda bilgi sahibi olmasına nasıl yardım edebilirim?
Kendimize Yardım Etmek
Kendimizi geliştirmek için aslında ilk yapmamız gereken bir strateji belirlemektir. Bu konuda yardımcı olabilecek 10 yönergeye hep beraber bakalım.
1- Kişisel Konumumuzu Güçlendirmek
Kişisel konumun, hedeflere ulaşmak için bilgi ve deneyim kazanmaya yön veren enerjinin bir birleşimi olduğunu unutmayın. Hedeflerim ne kadar net? Hedefler gerçekten ne ölçüde gerçekçi hedefler? Hedeflerinizin ne olduğunu açıkça anladıktan sonra, kendinize şunu sormanız gerekir: Hedeflerime ulaşmak için yeterli güce sahip miyim? Bir planın, onu yürürlüğe koyacak enerjiniz olmadığı sürece çok az değeri vardır. Her gün medyayı nasıl kullandığınıza biraz daha fazla dikkat edin. Çünkü bir günde alışkanları değiştirmek çok güçtür. Değişim sabır gerektirir.
2- Alışkanlıklar Hakkında Farkındalık Geliştirmek
Alışkanlıklarınızı ölçebilmek için ders kapsamında uyguladığımız anket benzeri bir günlük tutmak ve haftalık medya kullanımınızı yazıp analiz etmek çok yararlı olacaktır. Bunun için mesela; Medya içerisinde farklılıkları arıyor muyum yoksa yalnızca bir veya iki yerde mi kalıyorum? sorusunu sorabilirsiniz. Çok çeşitli web sitelerini, yeni sanatçılarını, yeni televziyon programlarını ve farklı dergileri, kitapları keşfedin. Tüm bunları sevmek zorunda değilsiniz. Ancak yeni deneyimler ile kendinize alışılmışlıktan kurtarmak, ve iletilen mesajlardan daha iyisini bulabilme fırsatı oluşturmuş olursunuz. Ayrıca, medya mesajlarına maruz kalırken kendi amaçlarıma mı hizmet ediyorum, yoksa sadece gelen mesajlara maruz mu bırakılıyorum? Kişisel hedefiniz olmadan medya mesajlarına maruz kalıyorsanız zaten açıkça kitle iletişim araçlarına hizmet eden bir aracısısınız demektir.
3-Geniş Bilgi Dağarcığı Edinme
Bilgi dağarcığını genişletmenin anahtarı, bize yararlı bilgiyi edinmekten geçer. Yararlı olmayan bilgi edinmek bize pek yardımcı olmayacaktır. Bu demektir ki, sürekli olarak bilgi ihtiyacımızın farkında olmalıyız, sonra ise bu ihtiyaçları karşılamaya odaklanmalıyız. Bu derste ne öğrendik? Bu aşamadan sonra medya okuryazarlığı konusunda ne gibi deneyimlerin bize yararlı olabileceğini düşünüyoruz? Eğer düşündüğünüzde boşluklar varsa, olan eksikliklerin sizi başarısız olduğunuza inandırmasına izin vermeyin. Bunun yerine, koyduğunuz teşhisi, hangi bilgileri dağarcığıma eklersem en fazla etkiyi oluşturabilirim üzerine yoğunlaştırıp kendinize bir yol bulmak için kullanın. Mesela medya okuryazarlığını artırmak için sizin kişisel hedefleriniz nelerdir? Soruda oluşan bilgi boşluklarını sadece siz kapatabilirsiniz. Bir konuda bilgi boşluğunu kapatmanın araçları sizin kontrolünüz altındadır çünkü bilgi boşluğu, genel eğitim seviyemizden çok bir konuya olan ilgiden çok daha fazla etkilenir (Chew & Palmer, 1994). Bir konuya yoğun ilgi duyarsak, birçok farklı medya kaynağından ve daha birçok farklı kaynaktan o bilgileri ararız. Ancak bir konuya ilgimiz düşük ise, medyaya aslında diyoruz ki; Bizim ne kadar bilgilenmemiz gerektiği kararını sana bırakıyoruz!
4- Zihinsel Kodları İnceleyin
Medya alışkanlıklarınızla uğraşırken, kendinize ara ara bu alışkanlıklarınızın neden böyle olduğunu sorun. Belirlediğiniz ihtiyaçlar dahilinde mi gerçekleşiyor yoksa kitle iletişim araçları tarafından mı yönlendiriliyor? Bu soruların cevaplarını göz önünde bulundurarak kendi ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılamak için kendini otomatik rutinlerimizi nasıl yeniden programlayabilirsiniz onu keşfedebilirsiniz. Arkadaşlığın anlamı, başarının anlamı, mesleğin hayatınızda alacağı rolü gibi düşünceleri bir inceleyin. Şu anda sizin sahip olduğunuz inançların mutsuz edip etmediğini belirlemek için kafanızda beliren imgeleri gözden geçirin. Bu imgeler aslında medya aracılığı ile mi oraya yerleştirilmişler? Bu konuda neler yapmanız gerektiğine siz karar vereceksiniz.
5- Fikirlerinizi İnceleyin
Kendimize şu soruyu soralım; Fikirlerim hakkında iyi gerekçeler sunabiliyor muyum? Bir fikir hakkında görüş oluşturmak kolaydır, ancak gerçekler ve mantık tarafından desteklenmezlerse, sizi sıkıntıya sokabilirler. Ayrıca, görüşlerinize uygun davranmazsanız, o zaman işe yaramazlar. Çoğu zaman insanlar bazı fikirler hakkında eleştirel görüşlere sahip olurlar, ancak çoğu zaman da şikayetten başka bir şey yapmazlar. Bunun bir örneği, insanların genel olarak televizyonu eleştirmeyi çok severler. Ancak izlemeye devam ederler. Başkalarından duyduğumuz fikirleri genelleştirip kabul mu ediyoruz yoksa kendi gerçeklerimiz ve mantık çerçevesinde tartıp biçip ondan sonra mı değerlendirmeye alıyoruz ve görüş oluşturuyoruz.
6- Davranışları Değiştirmek
Davranışlarınız inandıklarımız ile ne ölçüde örtüşüyor? Örneğin, çevre kirliliği konusunda toplumlar tarafından hükümetlere baskı uygulanıyor. Hükümetlerin bu konularda önlemler alması bekleniyor. Fakat hükümetlerin aldığı bazı önlemlerin toplumlar tarafından ilgi görmediği hatta benimsenmediğine şahit oluyoruz. Davranışlarımızdan ötürü bir başkasını suçlamak ve hiçbir şey yapmadan beklemektense, inançlarımıza uygun olacak şekilde değiştirmek aslında belli bir ahlaki sorumluğa bağlı olduğumuza işaret eder. Davranışlarımızın değişmesinin ilk adımı aslında gerçekçi bir değerlendirme yapmaktır. Medyada hoşunuza gitmeyen bir şey gördüğünüzde reklam şirketlerini ve reklam verenleri boykot edebilir, yapmış olduğunuz abonelikleri iptal edebilir ve şikayet yazabilirsiniz. Bu eylemin, çok sayıda insan tarafından uygulamaya geçmediği takdirde medya üzerinde etkisi çok az olacaktır. Ancak bu, bizlerin bu davranışları sergilemekten kendimizi alıkoymak için bir neden asla değildir.
7- Gerçeklik ve Hayal Sürekliliğini
Medyada sürekli bir şeyin ne kadar gerçek ya da ne kadar hayal olduğunu sorun. Bunu bir süreklilik haline getirin. Bazılarının hayal olduğunu fark etmek kolay olabilir ancak diğer mesajlar bu kadar açık olmayabilir. Bazıları gerçekçi bir ortama ve bazıları gerçekçi durumlara sahiptir. (örn; Mucize Doktor, Grey’in Anatomisi, Star Trek) Medyada gerçekliği hayalden ayırmak, genellikle bir mesajın birçok farklı özelliğini düşünmenizi gerektiren zor bir iştir. Bu nedenle, analitik olarak düşünmeli ve bir mesajı bileşen bölümlerine ayırmalısınız, ardından hangi bölümlerin gerçekçi olduğunu değerlendirmelisiniz. İletileri gerçek ya da hayal ürünü olarak sınıflandırmaya çalışmayın; medya iletileri her zaman her ikisinin de unsurlarına sahip olabilir. Hayal veya kurguyu sadece önlemek amacı taşımak veya bunun için bir arayışta olmak da tehlikeli olabilir. Hayal ve kurgu, düşüncelerimizi daha yaratıcı bir şekilde teşvik edebilir. Ancak, hayal gücümüzü canlandırmak için bir araç olduğunu unutmamak gereklidir. Bu iki dengeyi gözetmen oldukça önem arz eder.
8- Medya Mesaj Tasarımında Daha Yetenekli Olmak
Günümüzde medya artık sadece kendi mesajlarımızı oluşturma şansını sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bunu gerekli kılıyor. Bunun en iyi örneği bir Facebook, Instagram, Twitter hesabı oluşturduğunuzda, kendi sayfanızı tasarlamanız istiyor ve bunu sürekli olarak güncellemeniz bekleniyor. Facebook, Instagram, Twitter sayfanız arkadaşlarınızla kıyaslanıyor? Hesaplarınız ne kadar estetik? Fotoğraflar, yorumlar? Ne kadar takipçi var? Hesabınızda kişisel ne kadar bilgi veriliyor? Kendiniz hakkında ne kadar açıklama koydunuz? Sayfanızdaki arkadaşlarınızla ne kadar paylaşım var? Aile peki? Gibi bir çok soru ve cevap için mutlaka medyada oluşturacağımız mesajlar konusunda daha yetenekli olmalıyız.
9- Gizliliğinizi Feda Etmeyin
Geçmiş kuşaklarda, bireylerin medya kullanımı nispeten daha özel bir şeydi. Fakat bugün medya mesajlarına maruz kalmalarımızın tümü ayrıntılarla izlenmekte ve bu bilgiler reklamverenlere veya medya kullanım alışkanlıklarınızla ilgilenen herkese satılmaktadır. Kendi web sayfanızda bir mesaj yayınladığınızda, bir blog yayını yayınladığınızda veya bir tweet gönderdiğinizde, başlangıçta mesajınızı kimin göreceği üzerinde kontrol sahibi olamayabiliyoruz. Mesajınız dijital biçimde gönderildikten sonra, sonsuz bir şekilde kopyalanabilir, saklanabilir ve herkese dağıtılabilir. Bu nedenle, bir mesajı dijitalleştirmeden ve internete koymadan önce, bu mesajı okuyabilen tüm potansiyel kitleleri düşünüp, pazarlamacılar, potansiyel işverenler, arkadaşlar, gelecekteki eş, çocuklar, ebeveynleri düşünmek gerekli olabilir. Tüm sayılanlar arasında medya alışkanlıklarınızın nasıl bir etki oluşturacağını düşünmek gereklidir. Gizliliğimiz kolayca feda edilmeyecek kadar önemlidir.
10- Kişisel Sorumluluk Alın
Bu en zoru olabilir. Toplumların çoğunda hep başkaları suçlanmaktadır. Çünkü sorunun başka bir yerde olduğunu düşünmek onların problemi olduğu için onların çözmesi gereklidir. Örneğin, kitap okuma sorununu ele alalım. Ülkemizde kitap okuma oranlarının düşük olduğu devamlı ortaya koyulmaktadır. İnsanların kitap okumamaları kişisel bir sorun gibi görünebilir, ancak çoğu insan kitap okumamaya devam eder. Devletin buna bir çözüm getirmesini beklerler. Kütüphaneler açılmasını, kitapların yaygınlaştırılmasını beklerler. Peki ama kimse kütüphanelerdeki kitapları kullanmıyor, almıyor, bağış yapmıyor ve yardım etmiyorsa bunların sayısı nasıl çoğaltılabilir? Kimse kitap okumazsa, kitap okuma oranları nasıl gelişebilir? Çoğu kişi kitap okumak için zamanı olmadığından veya başka türlü bahanelerden bahseder. Peki biz onlardan birileri miyiz?
Başkalarına Yardım Etme
Önceki bölümde, kendi medya okuryazarlık düzeyimizi arttırmadan bahsettik. Son sunularımızda ise odağımızı biraz başkalarının medya okuryazarlık seviyelerini nasıl arttırabiliriz ona kaydıralım.
Toplum Eğitimi
Toplumun medya okuryazarlığı düzeyini artırmaya çalışmak istiyorsak, eğitim kurumları, bu görevi yerine getirmek için biçilmiş kaftanlardır. Ebeveyn olarak, toplumun bir ferdi olarak, okullarda medya eğitimi verilmesi konusunda ısrarcı olabiliriz. Çocuklarınızın veya bir yakınınızın sınıfında gönüllü olarak çalışmaya başlayabilirsiniz.
Özet
Medya okuryazarlığı bir perspektiftir. Bu perspektife ulaşmak için farkındalığınızı ve kontrolünüzü artırmanız gerekir. Medya okuryazarlığınızı artırmak için kendi stratejinizi geliştirdikten sonra, başkalarının da aynısını yapmasına yardımcı olmak isteyebilirsiniz. Dersimiz sona eriyor. Bunun size nasıl bir etkisi oldu? Dersi aldığınız esnada güçlü duygusal tepkileriniz oldu mu? Son olarak, derslerin daha iyi olabileceğini hiç düşündünüz mü? Bu ve benzeri herhangi bir sorunuz, görüşünüz olursa lütfen yunus.serhat@marmara.edu.tr adresine mail atınız. Derse katılımınız için çok teşekkürler.